4 Nisan 2019 Perşembe



Minnakt2 ile Kapadokya Günlüğü



Bugün ki yazımızda sürpriz bir misafirimiz var : Kapadokya'dan Minnakt2. Minnakt2 1974 model 45 yaşında bir volkswagen araç ve  ilk sahibi bir  İzmirli. Vosvos merakından ve hevesinden Minnak’ı almış ve kendi zevkine göre içini komple değiştirip deri koltuklar döşetmiş. Fakat zamanla araba sürekli garajda durduğundan ve kendisi de binecek fırsat bulamadığından arabayı satmaya karar veriyor.






 İşte tam da bu noktada 2007 den beri Kapadokya'da fotoğraf çekimi yapan ve hem çocukluk hayalini gerçekleştirmek hem de fotoğraf çekimlerini çeşitlendirmek isteyen İlker Katık ile yolları kesişiyor.



 Peki neden adı Minnak t2 diyecek olursanız;  Minnak İlker'in sevdiği bir ad; t2 ise aracın modeli, İlker de iki adı bir araya getirip Minnakt2 yapmaya karar veriyor.  (volkswagen t2 model:))
İlker Minnakt2 için 9 saat lik bir otobüs yolculuğu yapıp İzmir’e gidiyor ve Minnakt2 ile birlikte 17 saatte Kapadokya’ya dönüyor.
Sonrasında da İlker ve Minnak’ın Kapadokya hikâyeleri başlıyor. MinnakT2 maalesef yaşının da gerektirdiği gibi biraz problem çıkaran bir  araç. Ancak İlker arabanın ruhunu hissettiğini ve yaptığı tüm masraflara da değdiğini düşünüyor.
Gelelim Minnakt2'nin şöhretine. Nereden geliyor Minnakt2'nin bu şöhreti ?




Ürgüp’ün en sevilen maskotu Minnakt2'yi gördüğünüzde ondaki enerjiyi sizde hemen fark edeceksiniz. Onunla Ürgüp sokaklarında ufak bir geziye çıkarsanız hem yöre halkı hem de turistlerin ne kadar ilgi gösterdiklerini; el sallayarak selam verdiklerini ve sonra da hemen fotoğrafını çektiklerini  görecek ve Minnak’ın popülaritesine siz de şaşıracaksınız.
Minnakt2, turistlerle yaptığı özel fotoğraf çekimleri ile şöhretini yurtdışına kadar yaydı. Bir araba için oldukça büyük bir fan kitlesine sahip olduğunu söylemeden geçmeyelim. Kendisinin 24 Bin takipçili bir instagram sayfası bile var :)
Şu an sadece çok özel fotoğraf çekimleri için kullanılıyor
Yolunuz Kapadokya bölgesine düştüğünde Minnakt2 ve İlker’i ziyaret ederseniz size de çok güzel ve bir o kadar da farklı fotoğraf kareleri sunacağına eminiz




Masallar Diyarı Kapadokya Hikâyeleri 

Kapadokya bölgesine kadar gelmişken gelin İlker ve güzel fotoğrafları eşliğinde bölgede şöyle ufak bir gezi yapalım.



 Evet, tarih öncesinde Perslerin koyduğu ad ile Güzel Atlar Ülkesi anlamına gelen Kapadokya'da adından da anlaşılacağı gibi dünyanın en güzel atları yetiştirilirmiş. Erciyes Dağı ve Hasan Dağı'ndan püsküren lavlar ve biraz da doğanın emeği ile günümüzdeki şeklini alan Peribacaları'nın diyarı Kapadokya eşsiz tarihi ve turistik yerleri ile ziyaretçilerini bekliyor. Bölgede  hala keşfedilmemiş 200 e yakın yeraltı şehri olduğu düşünülmekte.
Kapadokya’nın oldukça ilginç, birçok insan tarafından hiç duyulmamış gizemli hikâyeleri de var. 1800 lü yıllarda Kapadokya ile ilgili seyahat yazısı  yazan Fransız bir gezginin yazılarını okuyan Fransızlar seyyahın hayal gördüğünü ve yazdıklarının gerçek olamayacağını iddia edip onla dalga geçerler. Ancak enteresan olanı günümüzde Fransızların  Kapadokya ile ilgili en çok okunan kitap  listesinde şu an  o seyyahın kitabı ilk sırada yeralır.:)
Masallar diyarı Kapadokya'da gezip göreceğiniz  tarihi mekanlarda dolaşmak, gizemli ve mistik dokusu için de ney sesi eşliğinde kendinizi kaybedeceğiniz yeraltı mağaralarında zaman geçirebilmek için bölgeyi ziyaretinizi en aşağı 3-4 gün olarak tutmanız da fayda var.

Göreme 

Kapadokya bölgesinde bulunan Göreme; 1985 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alır. Hititler'den bile önce, baskılardan kaçarak buraya yerleşen Hristiyanlara ev sahipliği yapmış yapılar bulunuyor. Bu yapılar günümüzde hala dimdik ayakta ve her yıl milyonlarca turist tarafından ziyaret ediliyor.




 İlk görmeniz gereken yer Göreme Milli Parkı. Burada 60 milyon yıl önce Eciyes’in volkanik patlamaları ile oluşan Peribacaları, mucizevi görüntüsü ile sizlere seyir zevki sunar.
Milli parktan Açık Hava Müzesi'ne geçiş yapabilirsiniz. Burada kaya içine oyulmuş kiliseler, şapeller, manastırlar size tarihin tüm büyüsünü yaşatır. 7 katlı devasa Rahibeler Manastırı ve hemen karşısındaki Rahipler Manastır'ı yüzyıllardır dimdik ayakta ziyaretçilerini bekler. Ardından bölgede çokça bulunan diğer kilise ve şapellere dar tünellerden ve gizemli yollardan geçerek ulaşabilirsiniz.
Buradan Güllüdere Vadisi'ne geçiyoruz

Güllü Dere Vadisi

Patika yollarda tracking yapmaya oldukça uygun olan vadi, kuş sesleri eşliğinde doğa ile baş başa keyifli zaman geçirmeniz için elverişli bir ortam oluşturuyor. Yol uzun olmasına rağmen her vadide olduğu gibi burada da taşlara oyulmuş kiliseleri  ziyaret ederek zamanın nasıl geçtiğini anlamazsınız bile. Vadilerden başlamışken bir diğer vadimizi de anlatmadan geçmeyelim.

Güvercinlik Vadisi

Adından da anlaşılacağı üzere dünyalar güzeli güvercinlere ev sahipliği yapan vadi, güvercinleri izleyip manzaranın tadını çıkaracağınız güzel noktalardan bir tanesi.
Güvercinlik Vadisi'ni ziyaretinizde bölgenin meşhur nazar boncuğu ağacında da fotoğraf çekinmeyi ihmal etmeyin.
Bölgenin en büyük yeraltı şehri ile gezimize devam ediyoruz

Derinkuyu Yeraltı Şehri

Kayalara oyulmuş 8 katlı devasa büyüklükte bir yeraltı şehri! Okurken ve fotoğraflarına bakarken milyonlarca yıl önce yaşayan insanların ellerinden çıkan bu yapılar şaşkınlık ve heyecan yaratmakta.
Şehrin içinde burada yaşayan insanların uzun süre dışarı çıkmadan yaşamlarını idame ettirebilecekleri her şey düşünülmüş.  Manastırlar, kiliseler, su kuyuları, tuvaletler, odalar, erzak depoları havalandırma bacaları .. Aklınıza gelebilecek her şey bu şehirlerde mevcut.

Avanos – Paşabağları

Buradan hoop Paşabağları'na geçelim.
Bölgenin en güzel şapkalı Peribacaları oluşumları, tüm heybeti ile fotoğraflamanız için sizi bekler. Aynı zaman da deve turları da yapılabilmektedir. Burada pişirilen enfes gözlemelerin tadına bakıp oradan develer ile vadi de bir tur attıktan sonra da değişik hediyelik eşyalar satan dükkânlara uğrayabilir, sevdikleriniz için farklı  hediyelik eşyalar alabilirsiniz.

Uçhisar Kalesi




Geldik bölgenin en yüksek yerleşimi ve dolayısı ile de bölgenin en güzel seyir alanlarından birine. 180 metre uzunluğu ve içiçe geçmiş odaları ile tüm Kapadokya Bölgesi'ni ayaklarınızın altında hissedebileceğiniz muhteşem bir yapı Uçhisar Kalesi.
Uçhisar Kalesi, 2 dev peribacasından oluşmakta, yöre halkı büyüğe ‘’Ağanın Kalesi’’ küçüğe ise ‘’Çavuşun Kalesi‘’ adını takmış:)
Her güzelliğin bir zorluğu olduğu gibi kaleye çıkmak içinde uzun ve dik merdivenleri ve onlarca basamağı tırmanmanız gerektiğini de bilmeniz gerekecek. Ancak çektiğiniz tüm zorluğa değeceğini ve zirvede sizi enfes bir Kapadokya manzarasının da beklediğini unutmayın, belki de size motivasyon olur.:)

Aşk Vadisi  

Kapadokya'da karşılaşabileceğiniz en farklı oluşumlar burada yer almakta.
Gün doğumunu balonlar eşliğinde izleyeceğiniz bu şahane mekânda, gün batımını da tüm kızıllığı ile doyasıya yaşarsınız. Bu muhteşem kızıllıktan dolayı  Kızıl Vadi olarak da adlandırılır.





Vadi; kahverenginin binbir tonu ile balonlar üstünüzden uçarken isminden de anlaşılacağı üzere sizi kendisine âşık etmek için bekliyor.  Adını da yine bir aşk hikâyesinden alan vadi sessizliği ve huzuru ile ziyaretçilerine doyumsuz anlar yaşatmakta .


Gelin Aşk Vadisi'nin hikâyesine bir göz atalım
Hikâye çok eski zamanlar da bir köyde geçer. Oldukça bereketli olan bu köyde yaşayan iki sülale arasında büyük bir tartışma çıkar ve birbirlerine düşman olurlar. Köy ahalisi de bu tartışmanın son bulması için iki sülaleden birer genci tanıştırır. Tanışan bu iki genç birbirlerine âşık olurlar ve sülalelerin karşı çıkmalarına rağmen evlenirler, çocukları olur.
Ancak bu evliliği istemeyen düşman aileler erkeği öldürür, bu acıya dayanamayan karısı da intihar eder. Allah da ibret olsun diye köye taş yağdırır, ancak taşlar sadece bu iki sülaleyi yok eder.
İşte bölgeye bu olaydan sonra Aşıklar Vadisi denir. Çünkü zaman zaman iki gencin vadiye geldiği ve çocuklarının mezarlarını ziyaret edip sohbet ettiği düşünülür.

Ve veda

Kapadokya’ya veda ederken her mekânı tarih kokan bölgede daha yapılacak birçok şey bulabileceğinizi de ayrıca belirtmeliyim. Ben sizlere sadece ana başlıklar ile ufak bir ön bilgi vermeye çalıştım. Bunların dışında Ürgüp'te balonlara binebilir, Avanos'ta çömlek yapabilir, ATV'ler ile vadilerde tur atabilir, aksam üzeri de gün batımına karşın Aşk Vadisi'nde  şarabınızı yudumlayabilirsiniz.



Kapadokya'ya kadar gelmişken konaklama için de,  bölgede çok sayıda bulunan  kayadan oyulmuş otellerden birini seçip o mistik havayı mutlaka yaşamanızı tavsiye ederim.
Bunların dışında Peribacaları'nın en yoğun bulunduğu tarihi Zelve Bölgesi’nde belirli gecelerde  düzenlenen; muhteşem ses ve ışık şovu eşliğinde doğal dokuya uygun olarak hazırlanan animasyonların Peribacaları'na yansıtılması ile oluşan mapping şovu da izleme fırsatı bulursanız çok beğeneceğinizi düşünüyorum.


Bölgede gezebileceğiniz daha bir çok vadi, konak, yeraltı şehri, kilise bulunmakta. Bunlardan, Devrent Vadisi , Çavuşin Köyü , Özkonak Yeraltı Şehri , Saruhan Kervansarayı, Çanak Atölyesi, Temenni Tepesi ,Ortahisar sadece ufak bir bölümü. Ancak buradan Kayseri Erciyes civarına geçecek olursanız da Yılkı Atlarını görmeden dönmemenizi tavsiye edeceğim. Yılkı Atları ile ilgili detaylı bilgi için bi önceki Erciyes'in hırçın çocukları YILKI ATLARI  yazımı da  okuyabilirsiniz.







Masallar diyarı Kapadokya'dan  size  balonlar eşliğinde  veda ederken beni  ve yazılarımı instagram sayfam Gezennayy dan da takip edecebileceğinizi hatırlatayım. Bir sonraki yazımda  görüşmek üzere hoşçakalın…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KAYSERİ MANTI YAPRAK SARMASIMUSTAFA BULUT/Bestfurniturehome